Nemâzın
Kusûrsuz olması
Nemâzın
kusûrsuz, kâmil olması,
- farzlarını,
- vâciblerini,
- sünnetlerini ve
- müstehâblarını yerlerine
getirmekle olur.
Nemâzı
temâmlamak için, bu dört şeyden başka yapılacak
birşey yokdur. Nemâzın (Huşû)u, bu dört şeyi yapmakdır. Kalbin (Hudû)u
da yine bunları temâm yapmakla olur. Bazıları, bu dördünü uzun uzadıya
öğrenip ezberlemekle, nemâzımız temâm oldu deyip, bu öğrendiklerini iyi
yapmakda gevşek davranmışlar. Bundan dolayı nemâzın kemâlâtından az
birşey
kazanabilmişlerdir.
Bir
kısmı da, nemâzda dünyâyı unutup, kalblerinin Allahü
teâlâ ile olmasına ehemmiyyet verip, azâların edebli bulunmasını
gözetmemişler.
Yalnız farzları ile sünnetlerini yerine getirmişlerdir. Bunlar da
nemâzın
hakîkatini anlıyamamışdır. Nemâzın kemâl bulmasını, nemâzdan başka
şeyde
aramışlardır. Çünki, nemâzda kalbin hâzır olması, şart değildir.
Hadîs-i
şerîfde, (Kalb hâzır olmazsa, nemâz da olmaz) buyuruldu ise de bu,
kalbin,
yukarıda bildirilen dört şeyin yapılmasında hâzır olması, uyanık olması
demekdir. Yanî bunların hepsinin yapılmasında gevşeklik olmamasına
dikkat
etmekdir. Kalbin bundan başka, hâzır olmasını bu fakîr düşünemiyorum.
(2)
Kaynaklar:
1) Süleyman Hilmi Tunahan
2) Mektubat, İmam-ı Rabbani,
305.Mektup