Ä°slam’da, prensip olarak, alışveriÅŸler için kesin bir kâr haddi konulmamış olup kâr oranları piyasa ÅŸartlarına bırakılmıştır. Konuyla ilgili olarak Allah Resûlü (s.a.s.), fiyatların artması dolayısıyla kendisinden bu duruma müdahale etmesi istendiÄŸinde bunu yapmamış ve fiyatların doÄŸal piyasa ÅŸartları içerisinde arz ve talebe göre oluÅŸtuÄŸuna dikkat çekmiÅŸtir (Ebû Dâvûd, Büyû‘ (Ä°care), 51, [3451]; Tirmîzî, Büyû‘, 73, [1314]).
Fakihler de bundan hareketle kâr haddinin eÅŸyadan eÅŸyaya farklılık gösterebileceÄŸini, bu sebeple de kesin bir takdir yapılamayacağını söylemiÅŸlerdir (Kâsânî, Bedâi‘, V, 129). Bununla birlikte onlar, piyasada suistimaller olduÄŸu, karaborsacıların devreye girerek halkı maÄŸdur ettikleri, özellikle halkın zaruri ihtiyaçları sayılabilecek mallarda aşırı bir ÅŸekilde sunî fiyat artışları yaÅŸandığı durumlarda, kamu otoritesinin fiyatlara müdahale (narh) yetkisini kabul etmiÅŸlerdir (MerÄŸînânî, el-Hidâye, IV, 378). Aşırı fiyatın tespitinde bilirkiÅŸilerin günün piyasa ÅŸartları içerisindeki belirlemeleri esas alınır
Misafir