Sahura kalkalım
Mehmet Talü
Milli Gazete, 23.09.2006
milli@milligazete.com.tr


Yüce ALLAH’ın lütfu ile sağlık ve esenlik içinde, Müslümanlar olarak arınma ve yenilenme bilincimizin tazelendiği, ferdi hayatta dindarlığın, sosyal hayatta huzur, dayanışma ve kaynaşmanın yoğun olarak yaşandığı, manevi derecesi çok yüksek ve kazancı pek büyük olan af, mağrifet ve bereket mevsimi yeni bir Ramazan ayına ulaşmış bulunuyoruz, elhamdulillah. Ramazan Ayına bir kez daha erişmenin, sahura kalkarak bu ayın manevi atmosferine girmiş olmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Hepimize mübarek olsun! Amin

Üzülerek belirtelim ki, huzur ve maneviyat iklimi olan bu Ramazan ayına da dünyada ve yakın çevremizde savaşın, şiddetin, sonu gelmez kin ve ihtirasın, düşmanlık ve ayırımcılığın kol gezdiği, bütün vicdan sahiplerini âdeta acı ve gözyaşına boğduğu bir ortamda giriyoruz. Hiçbir din, hiçbir mezhep ve sağduyu sahibi hiçbir insan, masum insanları, kadın ve çocukları, sivil yerleşim mekânlarını hedef alan saldırıları, gerekçesi ne olursa olsun onaylayamaz.

Aziz vatanımızda asırlardır bir arada karşılıklı barış, sevgi, saygı ve huzur içinde yaşayan milletimizin birlik ve dirliğine yönelik her türlü iç ve dış tehdidin, terörün ve bunun yol açtığı gözyaşının son bularak, yerini birbirimizi olanca farklılıklarımızla severek ve sayarak barış içinde yaşama sorumluluğunun, kardeşlik ve vatandaşlık bilincinin alması, ülkemizde, İslam aleminde ve bütün dünyada barış ve huzurun egemen olması bu mübarek ayda bütün inananların en içten temenni ve niyazıdır.

Ramazan ayı, nefislerin terbiye edildiği, yoksulların doyurulup gözetildiği, sevap ve mükafatın arttığı, af ve mağfiretin çokça ihsan edildiği bir aydır. Tutulan oruçları, kılınan teravih namazları, okunan hatim ve mukabeleleri, iftar ve sahurları, dua, tövbe, zikir ve niyazları ile baştan sona bir feyz, rahmet ve bereket ayıdır.

Sahura kalkıp bir şeyler yemek-içmek ve sahuru münasib vakte kadar tehir etmek: Oruçluya müstehab olan şeylerdendir. Enes b. Malik (R.A.) den rivayete göre Resûlullah (S.A.V.) efendimiz:

“Sahur yemeği yiyiniz. Çünkü sahur yemeğinde bereket vardır.” (1) buyurmuşlardır.

Sahura kalkmak; dua ve ibadetlerin kabul edilme vakti olan seher vaktinde uyanık olmaya, Cenab-ı Hakk’ı zikretmeye ve O’na dua etmeye, neticesinde de ilâhî feyizlerden istifade etmeye sebep olur. Ebu Saidi’1-Hudri (R.A.) den rivayete göre Hz. Peygamber (S.A.V.) efendimiz:

“Sahur yemeği yemek, berekettir. Bir yudum su ile de olsa onu terketmeyiniz. Şüphesiz sahur yemeği yiyenleri Allah Teâlâ mağfiret eder, melekler de onlar için istiğfar ederler.” (2) buyurmuşlardır.

Sahura kalkmak, vereceği güç ile gün boyu açlığa katlanmada kolaylık sağlar, oruçlunun şevk ve canlılığını artırır, açlığın sebep olabileceği huysuzluğun giderilmesini temin eder. İbn-i Abbas (R.A.) den rivayete göre Peygamberimiz (S.A.V.):

“Sahur yemeği ile gündüzün orucuna, kaylûle (öğlen) uykusuyla da gece ibadetine kalkmak için yardım isteyiniz.” (3) buyurmuşlardır.

Oruç tutan kişilerin Ramazan ayı süresince yeterli ve dengeli beslenme konusunda dikkatli olmaları gerekir. Ramazan ayı süresince yetersiz, bilinçsiz ve dengesiz beslenmek sağlık sorunlarına yol açar. Oruç tutan bazı kimselerin, gün boyu aç kalacakları düşüncesiyle iftar veya sahurda gereğinden fazla ve hızlı yemek yemeleri, hazımsızlık, mide ağrısı, kabızlık, kan şekeri ve tansiyonda ani yükselmelere sebep olmaktadır.

Bu tür sağlık sorunlarından uzak kalabilmek için; iftar ve sahurda yavaş yavaş ve azar azar yemek yenilmesi, yemeklerin ağızda iyi çiğnenmesi gerekir.

Sahura kalkmadan tutulan oruç, depresyona neden oluyor

Sahura kalkmadan oruç tutulması aç kalma süresini artırıp, halsizlik, baş ağrısı, yorgunluk, tansiyon ve kan şekerinin düşmesi, verimsizlik, depresyon, konsantrasyon güçlüğü ve dikkatte azalmaya sebep olmaktadır.

1) Buhari; Savm: 20, Müslim; Sıyam: 45, Tirmizi; Savm: 17
2)
A.b.Hanbel; 3/44, 4/370
3)
İbn-i Mace; Sıyam: 22, Hakim el-Müstedrek; 1/425

Ana Sayfa