Ramazan ayı ibadet
ayıdır
Mehmet Talü
Milli Gazete, 01.10.2006
milli@milligazete.com.tr
Soru:
Bazı kuruluşlar iftar
çadırları kuruyorlar. Bu çadırlarda
iftariyeler verilip sözüm ona “Ramazan etkinlikleri” düzenliyorlar.
Doğru mudur?
Cevap:
Bismillahirrahmanirrahim. Bazı kuruluşlar dine, Kur’ân-ı Kerîm’e,
Hz.Peygamber (S.A.V.) Efendimizin ahlâk ve sünnetine, Şeriata, fıkha,
tasavvufa taban tabana zıt birtakım eğlenceler, şenlikler, çalgılı
toplantılar, oyunlar tertiplemektedir. Kimi yerlerde “Ramazan
eğlenceleri” yazılı ilanlar, pankartlar çarpıyor gözümüze.
Fesübhanellah!. Ramazan ayı, eğlence ayı mıdır? Müslümanların bu gibi
tuzaklara düşmemeleri gerekir. Bazı kuruluşlar iftar çadırları
kuruyorlar. Bu çadırlarda iftariyeler verilip sözüm ona “Ramazan
etkinlikleri” düzenleniyor. Dinimizin asla tasvip etmediği kişi ve
kurumlar, buralarda iftara müteakiben “sevab”ına konserler veriyorlar.
Hemen belirteyim ki ALLAH rızası için olmak şartıyla Ramazan çadırları
kurulmasına ve buralarda yüzlerce, bazen binlerce fakire yemek
yedirilmesine karşı değilim, yapanları tebrik ediyorum. Ancak ihlasa
dikkat etmek gerekir, yoksa sevabı olmaz. Yeni nesil Ramazan ayını bu
gidişle eğlence ayı olarak yaşayacağa benziyor.
Ermeni ve Rumların icrası “Direkler arası” çılgınlığı 21’inci yüzyılda
Müslümanların eliyle geri gelecek. Gidişat bunu gösteriyor. Yanlışlıkla
icra edilen günümüz Ramazan çadır şenliklerinin getirdiği anlamsız
eğlencelerin eski İstanbul azınlıklarının direklerarası eğlenceleriyle
anlamdaş olması ne denli üzücüdür. Ramazan neşesini, cami içersinde
yaşayan Müslümanlara karşılık, o dönemin İstanbul azınlığı denilen Rum,
Ermeni ve Yahudi gayrimüslim azınlığı da kendilerini direklerarası
tabir edilen eğlenceleriyle avutarak o günün hakim İslam kültürüne ayak
uydurmaya çalışmışlardır. Ramazan etkinlikleri diye reklam yapıyorlar
ve bir de bakıyorsunuz ki, bazı mekanlarda, şarkıcılar, türkücüler,
mankenler, çalgılar, çengiler... Bunların Ramazan ayıyla, oruç
ibadetiyle, İslâm diniyle bir ilgisi yoktur. Birtakım adamların ve
kurumların Ramazanı dejenere etmeye, kutsal kavramları mıncıklamaya
hakları yoktur... Beylerimiz beş yıldızlı içkili bir mekanda verilen
iftar ziyafetine gidiyor, sonra filan yerde çalgı dinliyor, daha sonra
başka bir mekanda fosur fosur nargile tonkurdatıyor. Sonra bu
yaptıkları Ramazan etkinliği oluyor. Beyler biraz ciddiyet, biraz haya,
biraz edeb!.. Ramazan ibadet ayıdır, kendini ve toplumu islah etmek,
dinî ölçülere göre iyileştirmek zamanıdır, hayır hasenat mevsimidir...
Yüce İslâm dini müzik konusunda birtakım ölçüler, sınırlar, yasaklar
koymuştur. İnsanları azdıran, gaflete düşüren, ALLAH’tan ve dinden
uzaklaştıran, şehvetlerini kamçılayan müzik, dinimiz tarafından
kötülenmiş ve mü’minlerin böyle musikîden uzak durmaları tavsiye
edilmiştir. Yine birtakım açık saçık kadınların erkeklerin içinde şarkı
söylemesi doğru değildir. Böyle şeyler zamanımızda serbestçe
yapılmaktadır. Bizim itirazımız, Ramazan gibi kutsal ve dinî bir kavram
ile bunların bir araya getirilmesidir...
Edebsizliğin adını Ramazan Eğlenceleri koymuşlar. Ramazan eğlence ayı
değildir, ibadet ve hayır hasenat ayıdır. İslâm’da eğlenmek yok mudur?
Vardır ama dine uygun olmak şartıyla. Hz. Peygamber (S.A.V.) Efendimiz
bizim şu halimizi görse acaba ne derdi? Aferin size mi derdi? Hiç
sanmıyorum... Papa İslâm’a, Yüce Hz. Peygamber (S.A.V.) Efendimize
çatıyor, bazıları Katolik papazları da davet ederek beş yıldızlı
Diyalog hoşgörü ve dinlerarası kardeşlik iftarları veriyor. Ya Rabbi!
Ne günlere kaldık...