Bu mektûb, şeyh Kebîre
yazılmışdır
.
İtikâdı düzeltmek ve sâlih, yarar
işler yapmak, mukaddes âleme uçabilmek
için iki kanat gibidir. İslâmiyyete yapışmak ve hakîkat hâllerine
kavuşmak,
hep nefsin tezkiyesi ve kalbin tasfiyesi için olduğu bildirilmekdedir:
Allahü teâlâ, bizi ve sizi
sünnet-i seniyyeye uymakla şereflendirsin (alâ sâhibihessalâtü
vesselâmü vettehıyye)!
Fârisî
mısra tercemesi:
İş budur, bundan başkası hiçdir!
İslâmiyyetin emrlerini yapmak ve
tarîkatin ve hakîkatin hâllerine kavuşmak,
hep nefsin küfürden ve kalbin günâhlardan temizlenmesi içindir. Nefs
temizlenmedikçe ve kalb selâmet
bulmadıkça, hakîkî îmân hâsıl olmaz. Felâketlerden, azâblardan
kurtulmak
için, hakîkî îmâna kavuşmak lâzımdır. Kalbin selâmeti için, Allahü
teâlâdan
başka hiçbirşeyin kalbe gelmemesi lâzımdır. Bin sene yaşamış olsa,
kalbe
hiçbirşey gelmemelidir. Çünki, bu zemân kalb, Allahü teâlâdan başka
herşeyi
büsbütün unutmuşdur. Eğer, birşeyi hâtırlamak için uğraşsa,
hâtırlayamaz.
Bu hâle (Fenâ fillah) denilmişdir. Bu yolun basamaklarından birincisi,
fenâ basamağıdır. Fenâ makâmına kavuşulmadıkca, hiçbir şey elde
edilemez.
Evveliniz ve sonunuz selâmet olsun!