Bu mektûb, Cebbârî hâna yazılmışdır.
Allahü teâlâya ibâdetin nasıl olacağı bildirilmekdedir:
Her dürlü hamd, Allahü teâlâ içindir. Onun seçdiği kullarına selâm olsun.
Fârisî beyt tercemesi:
Allahdan başkasına tapınmak hiçdir,
Hiç ile uğraşmak ise delilikdir.
Bîçûn ve bî-çigûne olan yanî nasıl
olduğu bilinemiyen bir yaratana 'celle sultânüh' ibâdet edebilmek için,
Ondan başka şeylere kul olmakdan
kurtulmak, kalbini Ondan başka hiçbirşeye bağlamamak lâzımdır. Bunun da
işâreti, alâmeti, Ondan gelen nimetler
ile sıkıntıları birbirinden başka
dürlü karşılamamakdır. Başlangıçda, Onun gönderdiği nimetler,
verdiği
sıkıntılardan dahâ tatlı gelir. Fekat, bu makâmın sonuna varılınca, her
iş Ona bırakılır. Her gönderdiği uygun gelir, tatlı gelir. Onun nimetine
kavuşmak ve azâbından kurtulmak için yapılan ibâdet, kendi kendine
tapınmak
olur. Kendi kurtuluşu ve râhatlığı için çalışmış olur.
Fârisî beyt tercemesi:
Arzûlarının ardında koşdukça sen.
âşıkım deyince, yalan söylersin!
Bu nimete kavuşmak, tâm Fenâ ile olur. Kalbi ona bağlamak, Onun zâtını sevmekle olur. Bu bağlantı, bu teveccüh de, Vilâyet-i hâssa-i Muhammediyyenin 'alâ sâhibihessalâtü vesselâmü vettehıyye' başlangıcıdır. Bu büyük nimete kavuşmak da, Onun dînine tâm uymakla ele geçebilir 'aleyhi minessalevâti etemmühâ ve minettehıyyâti ekmelühâ'. Çünki, her Peygambere 'aleyhimüssalevâtü vetteslîmât' Peygamberlik yolundan gönderilmiş olan din, o Peygamberin vilâyetine uygundur. Çünki, vilâyetde sâlikin yüzü, büsbütün Allahü teâlâya karşıdır. Onu Peygamberlik makâmına indirdikleri zemân, o nûr ile birlikde iner. O üstünlük, insanlar arasında bulunduğu zemân da, kendinde bulunur. Peygamberlik makâmının derecelerine kavuşmak da, hep bu nûr ile olur. Bunun içindir ki, (Bir Peygamberin vilâyeti, kendi Peygamberliğinden dahâ üstündür) demişlerdir. Görülüyor ki, her Peygamberin 'salevâtullahi teâlâ aleyhim ecma'în' yolu kendi vilâyetlerine uygundur. Onun yoluna uymak, Onun vilâyetine kavuşmağa sebeb olur.
Süâl: O Serverin 'aleyhissalâtü
vesselâm' yoluna uyanlardan birçoğu,
o Serverin vilâyetine kavuşamıyor. Başka bir Peygamberin makâmı altında
bulunuyor. Onun vilâyetine kavuşuyor. Bu nasıl oluyor?
Cevâb: Peygamberimizin 'aleyhissalâtü vesselâm' yolu, bütün yolları kendinde toplamışdır. Ona indirilmiş olan kitâb, gökden inmiş kitâbların hepsini içine almışdır. Bundan dolayı, bu dîne uymak, bütün dinlere uymak olur. Sâlik, yaradılışında hangi Peygambere 'salevâtullahi teâlâ aleyhim ecma'în' uygun oldu ise, onun vilâyetini alır. Şunu da bildirelim ki, Onun vilâyeti 'aleyhissalâtü vesselâm' bütün Peygamberlerin 'aleyhimüssalevâtü vetteslîmât' vilâyetlerini kendinde toplamışdır. Onların vilâyetlerinden birine kavuşmak, bu vilâyetin parçalarından bir parçaya kavuşmak olur. Bu vilâyetin kendisine ya'nî o vilâyetlerin toplamına kavuşamamak, Resûlullaha tâm uyamamakdan ileri gelmekdedir. Tâm uyamamanın dereceleri vardır. Bunun için, elde edilen vilâyetler de, başka başka olur. Tâm uymak ele geçerse, bu vilâyetin kendine kavuşulur. Başka bir Peygamberin 'salevâtullahi teâlâ aleyhim ecma'în' dînine uyan bir kimsede, vilâyet-i hâssa-i Muhammediyye 'aleyhi ve aleyhimüssalevâtü vetteslîmâtü vettehıyyât' hâsıl olsaydı, yukardaki süâl sorulabilirdi. Hâlbuki, böyle birşey olmamışdır.
Bize nimetlerini gönderen ve doğru yola
kavuşduran ve sağlam dîni ihsân
eden Allahü teâlâya hamd olsun! Doğru yol, Muhammed aleyhisselâmın
yoludur.
Onun dînidir. Yasîn sûresinin başında, (Sen elbette Peygamberlerdensin.
Tâm doğru yoldasın!) meâlindeki âyet-i kerîmeler, böyle olduğunu
göstermekdedir.
Allahü teâlâ bizi ve sizi, o yüce Peygamberin 'aleyhissalâtü vesselâm'
dînine uymakla şereflendirsin. Ona tâm uyanların ve Evliyâsının
büyüklerinin
hurmeti için 'rıdvânullahi teâlâ aleyhim ecma'în' düâmızı kabûl
buyursun!
Âmîn. Bu düâmızı size ulaşdıran zâtın yolculuğu sizin tarafınıza olunca
bu birkaç kelime ile muhabbet zincirini harekete getirdi. Vesselâmü
aleyküm
ve rahmetullahi sübhânehü ledeyküm.