Bu mektûb,
hakîkatleri ve marifetleri
bilen, akl ve nakl bilgilerinin
kaynağı, kıymetli oğlu hâce Muhammed Saîde yazılmışdır.
İnce bilgileri ve işitilmemiş hakîkatleri işâretle anlatmakdadır:
(Allahümme),
Fârisî beytler:
(He) harfi bizi yetişdirendir.
(Elif) ise rabb-i Habîbullahdır.
(Lâm) Halîlullahı yetişdirmişdir.
(Mîm) kelîmullahı bildirmekdedir.
Bu kelimenin başında bulunan (Elif) harfinin hakîkati, kelîmullah Mûsâ aleyhisselâmın mebdeidir. Bu fakîrin işinin başlangıcı da, onların yolunda bulunmakla ve hadîs-i şerîfde bildirilen vâris olmak şerefine kavuşmakla, bu harfin hakîkatidir. Fekat, kelîmullah Mûsâ aleyhisselâm (a.s), bu kelimenin (Mîm) harfinin hakîkatine gelmişdir.
Bu aşağı
kulun geldiği yer ise, (He) harfinin hakîkatidir. Bu fakîrin
şimdi bulunduğu ve sığındığı yer, işte bu harfin hakîkatidir. Bu
hakîkate
(Gayb-i hüviyyet) denir. Bu hakîkat rahmet hazînesidir. Dünyâda olan
bir
rahmetin ve âhıret için ayrılmış olan doksandokuz rahmetin hepsi
burada,
bu hakîkatde bulunmakdadır. Sanki, bu hazîneden bir musluk dünyâya
akmakdadır.
Öteki rahmet musluğu âhıret içindir. Erhamürrâhimîn sıfatı, bu
hakîkatden
çıkmakdadır. Bu makâmda, yalnız (Cemâl) sıfatı zuhûr etmekdedir.
(Celâl)
sıfatından hiçbirşey bulunmaz. Sevdiklerine dünyâda verdikleri bütün
sıkıntılar
ve üzüntüler, (Cemâl) sıfatı ile terbiye etmekdir. Celâl olarak
görünmekdedir.
Böyle yapması, Allahü teâlânın mekridir, aldatmasıdır. Bekara sûresi
yirmialtıncı
âyetinde meâlen, (Allahü teâlâ, onunla çoklarını doğru yoldan çıkarır
ve
onunla çoklarını, doğru yola kavuşdurur) buyuruldu.
Peygamberlerin sonuncusuna (s.a.v)
yapılanların başlangıcı, (Elif) hakîkatinin üstünde olan bir
hakîkatdir.
Halîlullah İbrâhîm aleyhisselâma (a.s)
yapılanların başlangıcı da, bu yüksek makâmın hakîkatidir. Böyle
olmakla
berâber, Peygamberlerin sonuncusuna (s.a.v)
yapılanların başlangıcının hakîkati, o yüksek hakîkatin icmâlidir,
topluluğudur,
bütünüdür. Halîlullahın (a.s) başlangıcının
hakîkati ise, o icmâlin, o topluluğun tafsîli, açılmışı, yayılmışıdır.
Peygamberlerin sonuncusunun (s.a.v) rücû
etdiği, geldiği hakîkat, (Elif) harfinin hakîkatidir. Halîlullahın
(a.s) gelip yerleşdiği hakîkat ise, (Lâm)
harfinin hakîkatidir. Evet icmâlin, topluluğun, vahdetle ilgisi dahâ
çokdur.
Bunun için (Elif)e gelmesi kolay olmuşdur. Çünki, (Elif) harfi vahdete
yakındır. Açılmak, dağılmak, çokluğa dahâ uygundur. Bunun için, çokluğa
yakın olan (Lâm)a kavuşmuşdur. Bundan dolayı hazret-i İbrâhîm (a.s) hem
başlangıcda, hem de sonunda çok bereketli
olmuşdur.
İşte bunun içindir ki, insanların en üstünü olan Muhammed (s.a.v), Halîlullah İbrâhîm aleyhisselâmın salevâti ve bereketi gibi olan salevât ve bereket istemişdir. Allahü teâlânın ismlerinin mertebesi, sıfatlarının mertebesinin üstündedir. Peygamberlerin sonuncusunun (s.a.v) rabbi, yanî yetişdiricisi olan ism-i ilâhî, mubârek (Allah) ismidir. Bu fakîrin rabbi olan ism, mubârek (Rahmân) ismidir. Bu aşağı kulun, Kelîmullah ile bağlılığı olduğu için, o büyük Peygamberden (s.a.v) bu aşağı kula çok bereketler ve yardımlar gelmişdir. Bu fakîrin vilâyeti, herne kadar (Vilâyet-i Mûsevî) değil ise de, bu vilâyetin bereketleri içindeyim. Bu yolda çok ilerledim. Bu aşağı kulun bu vilâyetden fâidelenmesi, bu vilâyetin icmâlinden, topluluğundan olmuşdur. Büyük oğlumun istifâdesi ise, bu vilâyetin yayılmışından, açılmışından olmuşdur. Bu fakîrin, (Vilâyet-i Mûsevî)den gelen vilâyeti, firavn soyundan olan mümin kulun vilâyeti gibidir. Oğlumun vilâyeti de, firavnın îmâna gelen sihrbâzlarının vilâyetleri gibidir. Vesselâm.
Gel
kardeşim, inkâr etme, kıl insâf!
Kıymetli ömrünü eyleme isrâf!
Kalbini nefsin arzûsundan koru,
Dışın gibi için dahî olsun sâf!