İKİYÜZYETMİŞBEŞİNCİ MEKTÛB

Bu mektûb, molla Ahmed-i Berkîye yazılmışdır.
Kabûl edilip edilmediği süâline cevâb vermekde ve islâmiyyet bilgilerini yaymak lâzım olduğunu bildirmekdedir:

Allahü teâlâya hamd ve Resûlullaha salât ve selâm ederim. Size de iyi düâlar eylerim. Şeyh Hasen ve arkadaşları iki mektûbunuzu getirdi. Bizleri çok sevindirdi. Bir sahîfesinde Hâce Üveysin hâlleri yazılı idi. İkinci sahîfesinde, kabûl edilip edilmediğinizi soruyorsunuz. Bunu okuyunca, sizin hâlinizi araşdırdım. Oradaki insanların size doğru koşdukları ve size sığındıkları göründü. Sizi, oradaki insanların seâdete kavuşmaları için vâsıta yapdıkları ve o yerleri size bağladıkları anlaşıldı. Bunun için, Allahü teâlâya hamd ve şükr olsun! Bu görüşümüzü, rüyâ, hülyâ sanmayınız! Rüyâ ve hülyâ şübheli olur. İkisine de güvenilmez. Bizim yazdıklarımızı, gözle görülür, elle tutulur gibi sağlam biliniz!

Sizin bu nimete kavuşmanız, islâmiyyet bilgilerini öğretmekle ve fıkh hükmlerini yaymakla olmuşdur. Oralara cehâlet yerleşmişdi ve bidatler yayılmışdı. Allahü teâlâ, sevdiklerinin sevgisini size ihsân etdi. İslâmiyyeti yaymağa sizi vesîle eyledi. Öyle ise, din bilgilerini öğretmeğe ve fıkh ahkâmını yaymağa elinizden geldiği kadar çalışınız. Bu ikisi bütün seâdetlerin başı, yükselmenin vâsıtası ve kurtuluşun sebebidir. Çok uğraşınız! Din adamı olarak ortaya çıkınız! Oradakilere emr-i marûf ve nehy-i münker yaparak, doğru yolu gösteriniz! Müzzemmil sûresinin ondokuzuncu âyetinde meâlen, (Rabbinin rızâsına kavuşmak istiyen için, bu elbette bir nasîhatdir) buyuruldu. Kalb ile zikr yapmak için size izn verilmişdi. Buna çalışmanız da, ahkâm-ı şerıyyeye yapışmanız ve nefs-i emmârenin azgınlığını gidermeniz için yardımcı olur. Bu vazîfenizi de, elden bırakmayınız. Kendi hâllerinizi ve sevdiklerinizin hâllerini bilmediğiniz için üzülmeyiniz. Hâlleri bilmemek, hiçbirşey ele geçirmemek olacağını sanmayınız! Sevdiklerinizin hâlleri, sizin yüksekliğinizin aynalarıdır. Sizin hâlleriniz onlara ışık salmakda ve görünmekdedir. Şeyh Hasen, sizi durduran direklerden biridir. Sizin kıymetli yardımcınızdır. Eğer Mâverâ-ün-nehr veyâ Hindistâna gitmek isterseniz, orada yerinizi tutacak şeyh Hasendir. Ona elinizden gelen yardımı yapınız! Onu gözetiniz! Onun, zarûrî olan din bilgilerini, bir ân önce öğrenip bitirmesi için, çok uğraşınız! Onun da Hindistâna gelmesi, hem onun için, hem de sizin için çok fâideli olur. Allahü teâlâ bizi ve sizi millet-i islâm doğru yolunda bulundursun (alâ sâhibihessalâtü vesselâm)! O kardeşimizin altı aydan beri ilerlemekde olduğunu yazıyorsunuz. Gaybet ve şüûrsuz hâllerinde gördüğü temiz rûhları, şimdi uyanık iken görüyor diyorsunuz. Yavrum, rûhları görmek yüksekliği göstermez. İster şüûrlu görsün, ister şüûrsuz görsün, kıymetsizdir. Bu yolun birinci adımı, Allahü teâlâdan başka hiçbirşey görmemekdir. Dahâ başlangıcda, (Mâsivâ)dan hiçbirşey düşünmemekdir. Bu sözümüzle, mahlûkları Allahü teâlâdan başka görmemeli ve mâsivâ olarak bilmemeli demek istemiyorum. Böyle görmek ve bilmek mahlûkları görmek demekdir. Allahü teâlâdan başka hiçbirşeyi görmemeli ve bilmemelidir. Bu hâle (Fenâ) denir. Fenâ makâmı, bu yolun konaklarından, dahâ birinci konakdır. Fenâ hâsıl olmadıkca hiçbir şeye kavuşulamaz.

Fârisî beyt tercemesi:
Varmadıkca bir kimse Fenâya,
Yol bulamaz hiç o, Kibriyâya.

Bu günlerde yazılmış olan mektûblar pek kıymetlidir. Çok fâideli şeyleri bildirmekdedirler. Mektûbların bir kopyesini şeyh Hasen götürdü. Dikkatle okuyunuz, iyi düşününüz. Vâlidenizin magfireti için düâ istiyorsunuz. Gereği yapıldı. Buradakilerin hâllerini şeyh Hasen size geniş bildirecekdir. Doğru yolda olanlara ve Muhammed Mustafânın (s.a.v) izinde gidenlere selâm olsun! Bu fakîr ve çocukları, son nefesde selâmetimiz için düâ buyurmanızı dileriz. Vesselâm.
 

Ana Sayfa