Bu mektûb, Cemâleddîne yazılmışdır.
Çeşidli hâllerin hâsıl olmasına kıymet verilmediği bildirilmekdedir:
Hâllerin değişmesi o kadar kıymetli
değildir. Kalbe gelenlere ve gidenlere,
söylenilenlere ve işitilenlere bağlanmamalıdır. Aranılan şey başkadır.
O görülmez, kalb ile müşâhede edilmez. Ondan söz edilmez ve işitilmez.
Böyle şeylerden beridir, arınmıştır.
Bu yola girenleri, çocuklar gibi, bu yolun cevizleri ve kozalakları ile oyalarlar. Çok yüksekleri aramalıdır. İş, bunlardan başkadır. Bunlar, hep rüyâ ve hayâldir. Bir kimse rüyâda kendini pâdişâh görebilir. Fekat gerçekde pâdişâh değildir. Fekat bu rüyâ, bir ümmît uyandırır. Nakşibendiyye tarîkatinde, rüyâlara kıymet verilmez. Şu beyt, onların kitâblarında yazılıdır.
Fârisî beyt tercemesi:
Güneşin kölesiyim, yalnız onu anarım.
Geceyi, rüyâları, hep arkaya atarım.
Hâllerden bir hâl gelir ve geçerse, sevinmeğe ve üzülmeğe değmez.
Anlaşılamıyan
maksadın hâsıl olmasını beklemelidir.
Vesselâm.