YÜZONBİRİNCİ MEKTÛB
Bu mektûb, şeyh Hamîd-i Sünbülîye yazılmışdır.
Tevhîd, kalbi Allahü teâlâdan başka şeylerden kurtarmak olduğunu bildirmekdedir:
Allahü teâlâya hamd olsun! Onun seçdiği kullarına selâmet olsun!
(Tevhîd)
kalbi Allahü teâlâdan başka şeylere bağlanmakdan kurtarmak demekdir. Kalbi
mâ-sivâya çok az bile olsa, bir bağlılığı bulunan kimse, tevhîd sâhibi
olamaz. Bu nimeti elde etmeden önce, vâhid, birdir demek ve vâhid
bilmek, huzûr sâhiblerine göre boş lâf olur. Evet, îmân etmiş olmak için,
vâhid demek ve vâhid bilmek lâzımdır. Fekat bu, Allahü teâlâdan başka tapınacak
hiçbirşey yokdur, demekdir. Allahü teâlâdan başka hiçbirşey var değildir
demekle, onun arasındaki başkalık meydândadır. Tasdîk, îmân, ilmle olur.
Vicdânla anlamak ise bir hâldir.
Bu hâle kavuşmadan önce, bunun üzerinde
konuşmak doğru olmaz. Büyükler arasında, bu hâlden söz edenler, şu ikisinden
biridirler:
- Yâ kendilerini hâl kaplıyarak örtülmüşlerdir. Bunun için, sorguya
çekilmez, suçlanmazlar.
- Yâhud, hâllerini başkalarına örnek olmak için bildirmişlerdir.
Böylece, başkaları, kendi hâllerini, bu büyüklerin hâlleri ile ölçerek,
doğru olup olmadıklarını anlasınlar.
Bu
ikisinden başka sebeble, hâlini,
sırrını açıklamak yasakdır. Hak teâlâ, o büyüklerin hâllerinden az
birşey,
biz yabancılara da ihsân eylesin! Muhammed Mustafânın sünnet-i
seniyyesine
yapışmakla şereflendirsin (alâ masdarihessalâtü vesselâmü vettehıyye)!
Sevgili Peygamberi (aleyhi ve aleyhimüssalevâtü vetteslîmât) ve Onun
Âli (radıyallahü teâlâ aleyhim ecmaîn) hurmetleri için bu düâmızı kabûl
buyursun!
Âmîn!
Ayrıca başınızı ağrıtayım ki, bu düâcınızın mektûbunu getiren, meyân
şeyh Abdülfettâh hâfız, olgun bir kimsedir. Bir insan evlâdıdır. Bakacağı
kimseleri çokdur. Kızlar babasıdır. Geçim darlığından dolayı ihsân sâhiblerine
baş vurmakdadır. Beklediğine kavuşacağını umarım. Başınızı dahâ çok ağrıtmakdan
çekindim.